Gayet mutlu mesut, bi heves bi heyecan gittin. Aferim!
İtiraf ediyorum, bu kadar üzüleceğimi hiç tahmin etmemiştim. Dünya bomboş kaldı sanki...
Sayılı gün, nasıl geçtiğini anlamam bile falan derken kendi kendime, bir de baktım ki yerlerdeyim :-O
Ben bu hallerde, etrafa sahte gülücükler saçmaya çalışırken, ne göreyim... Blog açmışşın, her yerde çarşaf çarşaf yayınlayıp "oooh bakın efendim ne güzel de geziyorum" tadında ilanlar vermişsin.
Yetmemiş... İki yıldır yalvar yakar feysbuka bir tane fotoğrafımı zor koyarken, elalemin karısının fotoğrafını tak diye bloğunda yayımlamışşın :-@
Bak kızım dedim, kendime. Böyle gitmez! Sen burda üzül, süzül... Beyefendi kim olduğu belirsiz hatunlarla bilmem kaç km yol yapsın, üstüne de bunun reklamını yapsın. Olmazzz!
Kendine gel, dedim.
Dooğru Gratis'e... :-)
Eldeki mevcutlarla birleştirince de, süper bir koleksiyonum oldu tabiii:
Bir adet Chanel rouge allure 71 numara, muhteşem bir şarap rengi
Bir adet Max Factor gloss
Bir adet Golden Rose Luxury Rich Color lipgloss
Bir adet Golden Rose Velvet Matte 18 numara ( bu rujun hastasıyım)
Loreal collection exclusive rujları çıkarmış, yarın ilk işim kırmızısına sahip olmak olacak tabiki :-)
Sen yokken, her akşam bir kırmızı ruj sürüp keyif yapacağım, oh olsun!
Hatta sokağa çıkıp gezeceğim.
Yarın havaalanında, dudaklarımda mat kırmızı rujum ve sarı saçlarımla arz-ı endam edeceğim.
Kitaplarımı, kırmızı rujlu okuyacağım. Hatta o çok severek çay içtiğin tüm kupaların kenarlarına ruj izlerimi bırakacağım :-)
Ha bu arada, bilgin olsun: Kırmızı ruj titrasyon deneyi gibidir, güzelle çirkini şıp diye ayırır. ;-)
Öperim.
Hiç yorum yok: