Makyajımın Gizli Kovboyları: Süngerler

Süngerlerle tanışmam bir yıl öncesine dayanıyor. Kuru cilt yapım yüzünden fondöten, bb krem gibi ten ürünleriyle barışamıyordum. Yıllarca, fondötenleri parmaklarımla ve fırçalarla uygulamaya çalışıp hayal kırıklığına uğradım. Ne sürsem, nasıl sürsem ürünler cildimde topaklandılar ve cilt kuruluğumu daha da belirginleştirdiler. Yani; daha iyi görünen bir cilt şöyle dursun, ben hep daha kötü görünen bir cilde sahip oldum. Dolayısıyla, uzun yıllar ten makyajından tamamen vazgeçtim.




Yıllar sonra, evlilik kararı alıp ufukta düğün görününce, beni bir telaş aldı. Gelin makyajı, eyvah!.. İnanır mısınız, işi gücü bıraktım, aklınıza gelebilecek her markanın kuru ciltlere uygun fondöten örneklerini topladım, evde denedim ve tabi ki hiç biri cildime oturmadı. Ta ki; gelin makyajımı yapacak olan arkadaşıma dert yanana dek... Ben tüm fondötenlerin cildimde çok kötü göründüğünü söylediğimde, haydi bir prova yapalım dedi ve günlük kullandığı fondöteniyle bir sünger çıkardı. Sonuç, benim için muazzamdı! Fondöten sadece yanaklarımda ve alnımın ortasında toplandı ve makyaj süngerleriyle olan tutkulu aşkım böyle başladı.


İtiraf etmeliyim ki; fondötenlerin cildimde kabus gibi görünmesinin tek sebebi, onları yanlış şekilde uygulamam değildi. Cildime hiç bakmıyordum. Özellikle kışın, yüzüm ve ellerim soğuğun da etkisiyle çatlayıp kanardı, ancak o zaman nemlendirici sürmek aklıma gelirdi. Manikürden maniküre el kremi süren, bir kutu nemlendiriciyi bir yılda zar zor bitiren biriydim. Nişanlılık dönemimde, araya araya, deneye yanıla cildimin neye ihtiyacı olduğunu, ona doğru şekilde nasıl bakacağımı öğrendim ve kendime bir rutin oluşturdum. Cildim, ihtiyacı olan neme, esnekliğe ve sağlığa kavuştu. Ne kullandığınız, nasıl kullandığınız tabi ki önemli ancak, güzel makyajın sırrı sağlıklı bir ciltteymiş! Cildime gerekli bakımı yapmaya başladıktan sonra, doğru aparatla -ki bu, benim için nemli bir sünger- neredeyse tüm fondötenler cildimde pürüzsüz durdu.

Öyle ki; nikah günümde tüm makyaj malzemelerim ve bakım ürünlerim çalındı. Biz, etrafımızda kimin makyaj çantasından ne çıktıysa, ne bulabildiysek, o ürünlerle gelin makyajı yapmak zorunda kaldık. Buna rağmen, cildim çok fazla pullanmadı, fotoğraflarım güzel çıktı.


Benim, makyaj süngerleriye tanışma hikayem böyle... Şu anda, bir kutu dolusu süngerim var. Tüm yüz fırçalarımı artık sadece allık, bronzer vb. uygulamakta kullanıyorum. Süngerlerimi her kullanımdan sonra mutlaka beyaz sabunla temizliyorum. Mac Fix Plus ile bolca ıslatarak kullanıyorum. Bir gece önce yıkamış olduğumdan, sabahları zaten nemli oluyorlar, fix plus ile daha da nemlendiriyorum.

Süngerin bu kadar nemli olması, ürünlerin kapatıcılığını azaltıyor ve yapılarını inceltiyor. Fakat, bu şekilde cildime fazladan nem veriyorum ve daha pürüzsüz bir uygulama elde edebiliyorum. Malesef, düzenli bakım yapsam bile, eğer cildime yeterli nemi vermezsem özellikle yanaklarımda ve alnımda pullanma sorununu yaşıyorum. Serum, bol nemlendirici ve yine bolca nemlendirilmiş süngerle uygulanmış renkli nemlendirici (yada bb krem) üçlüsü ile sağlıklı bir görüntüye kavuşuyorum. En son adım, yüzüme Fix plus sıkmak... Günlük hayatta istediğim zaten kapatıcılık değil, ışıl ışıl sağlıklı bir görüntü... Cildimdeki matlık kaybolsun, yeter...



Sahip olduğum makyaj süngerlerinden kısa kısa bahsedecek olursam;

1) Beauty Blender: En sevdiğim sünger... Bende bir tane orjinal (pembe) olanı bir de kırmızısı var. En yumuşak, ürünleri en az emen, en kolay uygulama yaptığım süngerim bu... Fakat, benim gibi her makyajınızda sünger kullanmıyorsanız, sizin için vazgeçilmez bir gereç değilse 60 TL ücret ödemek mantıklı değil, piyasada güzel alternatifler var. Görüşlerime önem verirseniz, kırmızı olandan uzak durun! Kırmızısını Watsons'ta pembe olandan daha uygun fiyatlı olduğu için satın almıştım. İki aydır kullanmama rağmen, süngeri yakından inceleseniz, bir yıldır kullanıyorum, zannedersiniz. Sünger bir haftada turuncumsu sarımsı bir renk aldı. O kırmızı boyası o kadar aktı ki anlatamam ve boya akıtması yaklaşık bir ay sürdü. Bir daha kırmızısını satın almam. Beauty Blender nude çıkacakmış, renksiz olanı, sanırım bundan sonra satın alacağım, bu olur.

2) Yves Rocher Makyaj Süngeri: Bu sünger piyasadan kaldırıldı. Neden böyle bir şey yaptılar, anlam veremiyorum. Bence çok başarılı, uygun fiyatlı (9 TL civarında) bir süngerdi. Beauty Blender'dan sonra en sevdiğim sünger bu... Tek kusuru, ürünleri fazla emmesi, diyebilirim. Geçen yaz, sıkça alışveriş yaptığım Yves Rocher mağazasının müdürü, beni bu konuda bilgilendirip, elimde üç tane kaldı ister misiniz, deyince; sağlam bir stoğum olmuştu.

3) Eklips Makyaj Süngeri: Bu süngerden memnun olan çok kişi duydum. Benimse hiç anlaşamadığım, kullanamadığım tek süngerim. Bendeki mi böyle, bilmiyorum ama taş gibi!.. Islatınca da yumuşamıyor. Geçenlerde kendisiyle cebelleşirken, eşim gelip, bundan böyle tak tak sesler mi çıkıyor, dedi. Gerçekten, sanırsınız kendimi dövüyorum, öyle bir durum... 2-3 TL gibi  bir fiyata satın almıştım.

4) Real Techniques Makyaj Süngeri: Sahip olduğum en sık gözenekli sünger... Sık gözenekli demem sizi endişelendirmesin, yumuşacık, düz kısmı çok konforlu uygulama yapmamı sağlıyor. Bu sünger; Beauty Blender ile Yves Rocher sünger arasında bir oranda ürün emiyor. Severek kullanıyorum, en eski süngerim ve en ufak bir deformasyona uğramadı. 33 TL civarında satılıyor fakat, indirim dönemlerinde çok daha uygun fiyatlara satın alınabilir.

5) Latex Üçgen Süngerler: Bu süngerleri göz altı kapatıcımı uygulamak için kullanıyorum. Nemli üçgen süngerlerle göz altlarımdaki kuru görüntü biraz olsun hafifliyor.



Elimdeki süngerlerle ilgili yorum ve deneyimlerim de böyle... Yeni süngerler denemeye devam edeceğim.

Bu kadar uzun bir yazıyla, umarım sizi çok sıkmamışımdır. Sabredip okuduğunuz için binlerce teşekkürler...

Sevgilerimle...