Atuan Mezarları - Ursula K. Le Guin
Merhaba...Altı kitaptan oluşan Yerdeniz serisinin, ilk kitabı Yerdeniz Büyücüsü ile ilgili yorumlarımı burada yazmıştım. Bugün, serinin ikinci kitabı Atuan Mezarları'ndan bahsetmek istiyorum. İlk yazımda, romanların yazarı Ursula K. Le Guin'den ve kitaplar hakkındaki genel yorumlarımdan bahsettiğim için, bu yazıda sadece bu kitapla ilgili yorumlarımı bulacaksınız.
Atuan Mezarları'nı okurken ana kahramanımız Çevik Atmaca'ya romanın ortalarına gelmeden rastlamıyoruz. Bu kitapta, Çevik Atmaca yani Ged, hikayeyi sonlandıran bir yan karakter olarak karşımıza çıkıyor.
Kitap, romanın ana karakteri Tenar'ın ailesi tarafından çok sevilen ve çok mutlu bir çocuk olduğunu öğrenmemizle başlıyor. Daha sonra Tenar'ın Atuan Mezarları'nın büyük rahibesi oluşuna, ailesinden koparılmasına, zamanla onları unutmasına ve aldığı eğitimlere şahit oluyoruz.
İlk kitapta, Çevik Atmaca'nın istemeden kendine bağladığı "gölge", "İsimsizler" olarak karşımıza çıkıyor ve onun hakkında Atuan Mezarları'nda oldukça fazla şey öğreniyoruz.
Kendilerine "İsimsizler" denilen ve karanlıklarda varlıklarını sürdüren bu yaratıklara hizmet etmek için eğitilen Tenar'dan ismi alınıyor ve küçük kız mezarların büyük rahibesi Arha oluyor.
Tüm roman neredeyse karanlıkta geçiyor, ta ki Çevik Atmaca mezarlara gelene kadar. Çevik Atmaca'nın Atuan Mezarları'na gelme sebebi ise, çok eski bir efsaneye, Erreth-Akbe'nin Halkası'na dayanıyor. Kitapta efsane şöyle bir anlatılsa da, bence hakkında çok ayrıntılı bilgi edinemiyoruz. Benim aklımda hala efsane hakkında sorular var ve ileriki kitaplarda yanıt bulacağını düşünüyorum.
Beş yaşında mezarlara getirilmiş ve İsimsizler tarafından ele geçirilmiş olan Tenar, Çevik Atmaca'yla karşılaşıyor ve onun sayesinde içindeki iyiliğin yok edilemediğini öğreniyor. Birlikte Erreth-Akbe'nin Halkası'nı tamamlayıp, Atuan Mezarları'ndan kaçıyorlar.
Yerdeniz'in ikinci kitabı Atuan Mezarları'nda İsimsizler hakkında aklımdaki sorular daha da netleşirken, aslında iradesi dışında kimliği elinden alınmış bir kız çocuğunun da özgürlük savaşına tanık oldum. Yazar, ne kadar umutsuz ve kötü koşullarda olursak olalım yine de; seçme şansımız olduğunu, çaresiz olmadığımızı oldukça etkileyici şekilde anlatmış.
Atuan Mezarları'nı ilk kitaptan daha hareketli bulduğumu ve çevirinin neredeyse hatasız olduğunu da eklemek isterim. Kitabın çevirmeni Çiğdem Erkal İpek, bence çok iyi bir çalışma yapmış.
"... İşe yaramaz bir kötülüğe bağımlı geçirdiği, boşa harcanmış yıllarına ağladı. Acı acı ağladı, çünkü özgürdü.
Öğrenmeye başladığı şey, aslında özgürlüğün yüküydü. Özgürlük ağır bir yüktür; ruhun yüklenmesi gereken büyük ve garip bir sorumluluk. Kolay değildir. Verilen bir armağan değil, yapılan bir seçimdir; bu seçim zor bir seçim olabilir. Yol, yukarıya, ışığa doğru çıkar; ama yüklü yolcu oraya hiç bir zaman varamayabilir."
Sevgilerimle...
Nasıl birşey olduğunu çözemesemde DR'ye girdiğimde bir seriyi kurcalayacağım. Bu tarz kitapları seviyorum. O değil de , o muma bayıldım <3
YanıtlaSilİlk yazıda genel bilgi verdiğim için, bu yazıyı uzun tutmak istememiştim İlke'cim, o yüzden tek başına biraz anlamsız kalmış olabilir :) Mum hediyeydi, mumları çok seviyorum ben de :D Sevgiler <3
SilDaha dün yeni bir seri sipariş ettim ve elimde okunacak kitap sayısı 9 yada 10 oldu.. Onları bitirebilirsem önerilerine de bakacağım hatun. Bu tarz yazılarını da çok merak ediyor heyecan ile bekliyorum :) Kalemine sağlık ❤
YanıtlaSilTek cilt değil de, ayrı ayrı al kitapları Akela'm :) Böyle çok göz korkutuyor :D Benim de elimde çok birikmiş kitabım var :) Çok teşekkür ederim canımcım <3
SilBir seri okumayalı yıllar oldu neredeyse Blana'mm ama kendime sözüm var ilk önce Türk ve dünya klasikleri bitecek :)) Yalnız kitapların kapakları çok güzelmiş <3 Ellerine sağlık canımın içii <3 :))
YanıtlaSilBen de uzun zaman sonra seri kitap okumaya başladım Mary'im :) Klasikleri ben lise ve üniversite yıllarımda okumuştum, tabi okumadıklarım da var hala; onlar bir derya deniz adeta :) Çok teşekkür ederim, öpüyorum <3
SilKitap Yorumlarını özledik... :)
YanıtlaSil